İlyas BOZKURT
Türk
İslam Vakfı Kurucu Başkanı
GİRİŞ
1990’ların başında Sovyetler
Birliği’nin dağılması ile birlikte NATO düşmansız kalmıştı. Bu tip örgütlerin düşmansız ayakta kalmaları
mümkün olmadığından, NATO kendisine münasip bir düşman aramaya koyuldu. Aynı
yıllarda ortaya çıkan ve değişik isimlerle kendilerini adlandırılan yeni terör
örgütleri kurulmaya ve bunlar İslâm adına terör olayları gerçekleştirmeye
başladılar. Böylece NATO’nun da nur topu gibi bir düşmanı olmuş oldu.
Aslında bu örgütlerin ilk
kurulanları, Afganistan’da Amerikan ordusunun emekli subayları ve CIA’in
deneyimli personelleri tarafından yetiştirilen ve Rusya’ya karşı
silahlandırılan profesyonel örgütlerdi. Bu örgütler Sovyetler Birliği’nin
yıkılışından sonra Amerika’nın işine yaramaz hale gelince ABD bunların maddi ve
manevi desteğini kesti. Savaşmaktan başka bir şey bilmeyen bu gruplar bu sefer
namlularını batı dünyasına çevirdiler.
Özellikle 11 Eylül 2001’de ABD’deki
İkiz Kulelerin yıkılması hadisesinden sonra adeta yepyeni bir dönem başladı ve
artık “terör” ve “İslâm” yan yana anılan iki kelime oldu.
Dünya üzerinde yaşayan Müslümanlara
bakıldığında, bu Müslümanların büyük bir kısmının barışı, merhameti, hoşgörüyü
esas alan; akla, mantığa, bilime değer veren insanlar olduğunu görürken; diğer
bir kısmının ise daha tutucu, yeniliğe kapalı, akla ve bilime mesafeli olduğu
görülür. Ancak bir grup daha vardır ki, bunlar sadece akla ve bilime kapalı ve
aşırı tutucu bir grup olmaktan öte, aynı zamanda da şiddete meyilli ve din ile
savaşı, silahı, öldürmeyi özdeşleştiren bir yapıya sahiptir. Bu üçüncü grup
dünya üzerinde “Selefiler” olarak tanımlanan bir gruptur ki, bu akımın
oluşumunun felsefi altyapısını ve tarihsel sürecini anlamadan bugün gelinen
noktayı izah etmek imkansızdır.
Bu çalışmanın amacı, Selefiliğin
teknik ve akademik kapsamını izah etmek suretiyle, tarihsel süreç içerisinde
Selefiliğin günümüze kadar nasıl ulaştığını anlatmaktır. Çalışmada öncelikle
Selefiliğin ortaya çıkışı ve felsefi altyapısı anlatılacak, ardından
Selefiliğin şekillenmesinde etkili olan alimler ele alınacak ve son olarak da
günümüzdeki Selefi mezhepler ele alınacaktır.